Van Gölü ülkemizin doğusunda yani Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alır. Adı elbette Van şehrimizden gelmektedir. Türkiye’nin en büyük gölü olma özelliğine sahiptir. Yüzey alanı 3713 km²’dir. Derinliği, en derin noktasında 171metre civarında olup uzunluğu, 119 km genişliği ise, 80 km’dir.
Bir diğer özelliği de dünyanın en büyük sodalı gölü olmasıdır. Sodalı suyundan ötürü biyolojik yaşam anlamında çeşitlilik son derece sınırlıdır. Gölde sadece 2 tür balık yaşamını sürdürmektedir. Bu balıklardan inci kefali oldukça ünlüdür. Diğer balık türü ise siyah beneklere sahip sarı renkli bir balık çeşididir. Bu balık türüne dair ise çeşitli araştırmaların devam ettiği bilinmektedir.
Van Gölü’nün Oluşumu
Tahminen iki yüz bin yıl kadar önce ki bu da buzul çağının orta safhalarına denk geliyor, günümüzde sönmüş bir volkan dağı olarak bilinen ama o devirlerde hala aktifliğini koruyan Nemrut Dağı’ndan akan lav kütleleri yine tahmini olarak altmış kilometre civarında bir akım meydana getirmiş. Oluşan bu akım Muş ve Van Çukurları arasındaki su akımını engelleyince de Van Gölü meydana gelmiştir.
Kültürel Açıdan
Van Gölü ve şehri en eski zamanlarda Urartu krallığına başkentlik yapmıştır ve o günden bu yana pek çok medeniyete ev sahipliği yapagelmiştir. Akdamar adasındaki kutsal haç kilisesi bu medeniyetleri gösteren pek çok yapıdan sadece birisi ve en bilinenidir. Elbette gölün doğu kıyılarında bulunan Van Kalesi’ni de unutmamak gerekir.
Hem Bitlis hem de ağırlıklı olarak Van’a sınırları içerisinde olan Van Gölü, içerisinde irili ufaklı pek çok ada ya da adacığa ev sahipliği yapar. Bunların en bilinenleri; Kuş Adası, Çarpanak, Ağır Adası ve Akdamar’dır.
Pek çok farklı hikayeye konu olan meşhur şehir efsanesi Van Gölü canavarı da gölü elbette turistler açısından bir ilgi odağı haline getirmektedir.